Dava öncesi Çağdaş Hukukçular Derneği, Devrimci Yapı İşçileri Sendikası ve İnşaat İş Sendikası ayrı ayrı açıklama yaptı.
Çağdaş Hukukçular Derneği adına basın açıklamasını okuyan Avukat Gökmen Yeşil, 6 Eylül'de Torunlar Center olarak bilinen şantiyede 10 işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, bu olayın bir katliam olduğunu söyledi. Yeşil, davanın ilk duruşmanın bugün yapılacağını belirterek, "Bu katliam açıktır ki sermaye sahiplerinin insan hayatını hiçe sayan, düşük ücretle kölelik koşullarında çalışma dayatan, aşırı kar hırsının sonucudur. Sadece 2014 senesinde yaşanan katliamlar kapitalizmin adeta bir azrail gibi çalıştığının resmidir. Soma, Şırnak, Torunlar ve Ermenek'te yaşanan ölümlerin hemen hepsinin arka planında çıplak gözle görülebilir ihmaller ve insan hayatı karşısındaki umursamazlık yatmaktadır. Yalnızca toplu ölümlerin yaşandığı bu örnekler dahi Türkiye'de işçi cinayetlerinin münferit olmadığının göstergesidir" dedi.
"HUKUKİ SÜRECİ SONUNA KADAR TAKİP EDECEĞİMİZİ İLAN EDİYORUZ"
Yeşil, mevzuata göre işverenlerin gerekli her türlü tedbiri almak zorunda olduğunu belirterek, "İş cinayetleri beklenmedik, öngörülmez olaylar değildir. 10 işçinin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan bu facia da her ne kadar bir iş kazası olarak meşrulaştırılmaya, normalleştirilmeye çalışılsa da kaza değil, cinayettir, katliamdır. Soruşturmada ortaya çıktığı üzere, işyerinde bulunan 2 asansörden birinin hiç çalışmadığı, bu nedenle sık sık arıza yapmasına rağmen sonunda 10 işçiye mezar olan asansörün ısrarla kullanıldığı ve bakım ve onarımının tam olarak yapılmadığı, somut bir gerçekliktir. Bu cinayet teknik-ücretli personelin üzerine yıkılarak aklanamaz. Gerçek sorumluların başında elbette bu şantiyenin asıl sermayedarları yatmaktadır. Çağdaş Hukukçular Derneği olarak bu duruma sessiz kalmayacağız, hukuki süreci sonuna kadar takip edeceğimizi ilan ediyoruz" diye konuştu.
"KATİLLERİN ÖZGÜR, ÖLDÜRENLERİN SUÇLU OLDUĞU BİR ÜLKEDE İŞ CİNAYETLERİ DURDURULAMAZ"
Devrimci Yapı İşçi Sendikası adına yapılan açıklamada ise ,"Bozularak çalışmayan asansör işçi kardeşlerimizin vahim bir biçimde ölümüne neden oldu. Kimileri için kaza, kimileri içinse bu işlerin fıtratı böyledir, ama bozuk asansörde çalışmaya zorlanıyor ise bunun adı cinayetten başka bir şey olamaz. Son bir senede bin 300 işçi yaşamını yitirdi. Artık patronların kar hırsı nedeniyle ölmek istemiyoruz. Katillerin özgür, öldürenlerin suçlu olduğu bir ülkede iş cinayetleri durdurulamaz. Bütün işçilerin katillerinden hesap soracağız" denildi.
"İŞÇİNİN VURDUĞU YERDEN GÜL BİTER"
İnşaat İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Adnan Akyol da, şöyle konuştu:
"Buna sebep olanlardan birşey beklemiyoruz. Çünkü defalarca söyledik işçilerin içinde olmadığı, yasa yapmanın hiçbir anlamı yok diye. Patronların ve hükümetin de zihniyetini biliyoruz. Tutuyorlar iş cinayetlerine karşı aldıkları önlem iş cinayeti olmayan şantiyelere ödül vermek. Ben 30 yıldır ölmüyorum. O zaman bana da ödül vermek zorunda kalacaklar. Biz inşaat işçileri sendikası olarak her zaman söyledik. Haklarımızı vermeyecekler, ama biz alacağız diye. Şimdiye kadar vermediler ve biz hep aldık. Çünkü patronların ve sermayenin devletin kafası her zaman sermayeden yana çalışıyor zaten. Sermaye için her şeyi yaptılar. Önce TOKİ'yi kurup arsa verdiler. O yetmedi kredi ve teşviklerle o şantiyeleri yapsın diye para verdiler. Hatta o da yetmedi müşteri buldular, yabancıya mülk satışı kanunu çıkardılar. Fakat bu tarafta işçi için hiç bir şey yapmadılar. Yapmamaya devam etsinler. Onların o evlerini biz yaptık. Yaptığımız gibi yıkmasını biliriz demeyeceğiz. Çünkü biz yapıcıyız yapmak için buradayız. Ama o evlere soktukları kafalarını kıracağız. Çok da sıkıntı yapmasınlar işçinin vurduğu yerden gül biter."
Grup basın açıklamasının ardından duruşmayı izlemek için adliyeye girdi.DHA