Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden Abdülkadir Badıllı (78), tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören Badıllı’nın uzun süredir nefes darlığı ile ciğer ve bağırsak problemi yaşadığı ifade edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Badıllı’nın ailesini telefonla arayarak taziyede bulundu.
MEMLEKETİNE GÖTÜRÜLDÜ
Badıllı’nın bugün Şanlıurfa’da ikindi vakti kılınacak cenaze namazının ardından memleketi Şanlıurfa'da Dergah Camisi'nin avlusuna defnedileceği bildirildi. Dergah Camisi, Said Nursi'nin naaşının kaçırıldığı yer olarak biliniyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Badıllı'nın ailesinin talebi üzerine defin konusunda gerekli düzenlemenin yapılması için talimat verdiği açıklandı. Barla Platformu Başkanı Said Yüce, Badıllı'nın bir ay önce ambulans uçakla memleketi Şanlıurfa'dan tedavi için Ankara'ya getirildiğini ve bu sabah Gazi Hastanesinde hayatını kaybettiğini bildirdi.
ÇOK SAYIDA ESER BIRAKTI
Üç ciltlik Mufassal Tarihçe,Risale-i Nurun Kudsi Kaynakları, İşarat-ül İcaz tercümesi, Mesnevi-yi Nuriye tercümesi, Bediüzzaman ve Din Tılsımları, İslam Kardeşliği içinde Türk-ilişkileri, Güneş Üflemekle Sönmez, son olarak Risale-i Nur da Cuma Hutbeleri adında bir çalışması var.
Demirel’e mektup yazdı 6 ay hapis yattı
Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden biri olan Abdülkadir Badıllı, 28 Şubat döneminde Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel’e başörtülü kızların yaşadığı zulmü anlatan bir mektup yazdı. Demirel, bu mektubu Cumhurbaşkanına hakaret diye TCK’nın 290. maddesinden savcılığa verdi. Badıllı 6 ay Şanlıurfa Akçakale cezaevinde yattı. O dönemde yaşadığı haksızlığı kimse gündeme getirmemişti. Badıllı o dönemde cezaevine götürüldüğü Şanlıurfa’ya bu kez cenazesi götürüldü.
Badıllı kimdir?
1936 yılında Şanlıurfa’ya bağlı Akziyaret nahiyesinin Şeyhzeliha köyünde dünya geldi. 1953 yılında Bediüzzaman Said Nursi’yi iki üç kez ziyaret etti ve Said Nursi kendisini talebeliğe kabul etti. 1953’ten bugüne risale-i nur hizmetini sürdürdü. Harran Üniversitesi tarafından kendisine fahri doktora unvanı verildi. Arapça, Farsça, Osmanlıca ve Kürtçe biliyordu. Urfa’daki mekânı bir Bediüzzaman arşivhanesi gibi kullanılıyor. Burada, Sait Nursi’ye ait birçok kıymetli eşyanın yanı sıra Mevlana Halid-i Bağdadi Hazretlerinin meşhur cübbesi bulunuyor.
(0)
Arınç'tan önemli açıklamalar!
AK Parti MYK toplantısı başladı
İstanbul'da fırtına can aldı
İstanbul'un yüksek kesimlerinde mevsimin ilk karı yağdı.
Dev dalganın feribota çarpma anı!
