Muhalefetteler ve kendilerini sosyal demokrat olarak tanımlıyorlar.
Ama sosyallikle ve demokratlıkla ilgileri merak konusu.
Demokratlar ama eski başkanları kasetle gidiyor, yenisi tepeden iniyor.
Sosyaller ama toplumla ilgili hiçbir projede destekleri yok
Barış sürecine engelden başka bir şey olmadılar
Yeni anayasa hazırlanmasın diye yapmadıkları kalmadı, sonunda süreci kilitleyip yeni anayasa hazırlamaktan kurtuldular. Zaten istedikleri de buydu.
Oysa mahkeme o anayasayı hazırlayanları darbeci ilan etti ve ömür boyu hapis cezası verdi.
Yani mahkeme onların “kurucu meclis” olmadıklarını öne sürdü, dolayısıyla yaptıkları anayasa da teknik olarak geçersiz.
Şimdi de Cumhurbaşkanlığı için tepeden bir çatı adayı belirlediler. Bırakın tabanı, kendi MKYK üyelerinin yarısı tanımıyor adayı. Genel başkanlar hala adayın adını doğru telaffuz edemiyorlar. Belli ki yazılıp ellerine verilmiş bir isim.
Halktan oy isteyecek birinin halk tarafından tanınıyor olması, hem de iyi tanınıyor olması beklenmez mi?
8 sandıktan başarı ile çıkmış bir siyasetçinin karşısına kimsenin tanımadığı birini çıkarmak o insana da haksızlık değil mi?
İşte siyasetten o kadar uzaklar ki, cumhurbaşkanının da siyaset dışı olmasını istiyorlar. Bildiğimiz darbeci kafa yani.
Geçtiğimiz yıl Gezi olayları oldu, 80 ilde 4 binden fazla gösteri yapıldı, 3-4 milyon insan sokağa döküldü, ölenler oldu.
Muhalefet ne yaptı? Sözde sahip çıktılar onlara. Aralarına katıldılar. Peki, bir milletvekilinin görevi sokağa dökülmek midir? Sıkıntı olan konuda politika yapıp meclise öneri getirmek değil midir? İnsanlar siz mecliste iş yapmıyorsunuz diye sokağa dökülüyor, siz ise politika üretecek yerde onlarla birlikte sokağa dökülüyorsunuz.
Peki döküldüler de ne yaptılar? Yerel seçimde Gezi temsilcilerinden birkaçını seçilebilecekleri yerlerde aday mı gösterdiler. Ne gezer? Üstelik Gezicilerle işi olmayan bir MHP’liyi aday gösterdiler. Sarıgül’ün eski eşine yaptıkları torpili bile yapmadılar Gezicilere.
Şimdi cumhurbaşkanı adayı gösterirken bir kere Gezicilere sordular mı? Sanatçılarla yalandan bir toplantı yapıp sonra da hiç kimsenin bilmediği birini aday göstermek mi demokratlık, katılımcılık?
Gezi olaylarında ölen sivillerin hepsi Alevi idi. Belli ki katılanların büyük bir çoğunluğu da Alevi. Ayrıca biliyoruz ki Aleviler çok bayılmasalar da Sünnilere oy vermemek adına CHP’ye oy veriyorlar. Ama CHP ne yapıyor? Dini vurgusu yüksek bir Sünni aday gösteriyor cumhurbaşkanlığına. Bu kadar insan boşuna mı sokaklara döküldü? Ölenlere yazık değil mi? Bu kadar mı dikkate alınmaz taban?
Tabanı dikkate alınmıyor da kendi söylediklerini dikkate alıyorlar mı bari? Ne gezer?
AKP iktidarının ilk 5 yılında AKP’nin yaptığı her şey rejim sorunu değil miydi? Şeriatçılığın odağı yapmalar, gazete kupürleri ile parti kapatmalar, yargıç eskilerinden akıl alıp eşi türbanlı birini cumhurbaşkanı yapmamak için 367 numaraları çevirmeler boşuna mıydı yani? Hepsi unutuldu, şimdi “Tayyip benzeri” bir aday bulma hinliğine mi düşüldü? Bu mu ilkeli politika? Peki 10 yıldır insanların suçu neydi de tepelerinde rejim elden gidiyor diye tepindiniz?
Muhalefet böyle tepeden inmelik yaptığı, katılıma izin vermediği, şeffaf olmadığı sürece Mecliste temsil edilmediklerine inanan insanların da dertlerini anlatmak için sokağa dökülmeleri kaçınılmazdır. Sokakta olanların baş sorumlusu politikasız muhalefettir.