ANKARA
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, toplantı devam ederken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
17 Aralık soruşturmasıyla ilgili dört eski bakanla ilgili hazırlanan fezlekeler üzerine TBMM'de kurulması planlanan Soruşturma Komisyonu'na değinen Koç, konuyla ilgili Meclis Başkanlığı'nın partilerden oranlarına göre üç katı üye istediğini hatırlattı.
CHP'nin hemen üyelerini taktim ettiğini bildiren Koç, "Fakat aradan 40 gün geçmesine rağmen AKP henüz üye bildirmedi. Bunun çok açık yorumu var. AKP, hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin ki bunlar fezlekelerde çok açık duruyor, bunların milletvekillerince incelenmesinin engellenmesini istiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bunların gündeme gelerek, örtmeye çalıştıkları olayların tekrar toplumun önünde açığa çıkmasını istemiyorlar" dedi.
Meclis'i yöneten bir Başkan olduğunu ifade eden Koç, şöyle devam etti:
"Topla tüfekle mi gideyim, ne yapayım? Tarzında aciz savunmalar yapma durumuna düşüyor. TBMM Başkanının yetkileri, iç tüzükte Meclis'in denetim işlevi de bellidir. AKP, Meclis'in denetim işlevini askıya almaktadır, engellemektedir. Meclis yakında tatile girecek ve bu komisyon kurulmadan girecek. Neden korkuyorsunuz? 'Hırsızlıklar konuşulmasın, belgeli rüşvet iddiaları AKP'yi ve göstereceği adayı yıpratmasın.' Korkmayın, parmak çoğunluğunuz var komisyonda. Ama öyle gerçekler var ki ortada, parmak çoğunluğuyla bile o hırsızlık iddialarını örtemeyecek durumdasınız. Böyle bir süreci yaşıyoruz, bir kere daha TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek'e hatırlatmakta yarar görüyorum; Sizden top tüfek kullanmasını kimse istemiyor, görevinizi yapın, Meclis'in denetim işlevinin engellenmesinin önüne geçin. Tavrınızı koyun, siz bütün Meclis'in başkanısınız."
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "CHP'de bir iç tartışma varmış gibi durumlarda", olgun, babacan tavırla CHP'nin içine dönük, "karıştırıcılık işlevini" yerine getirdiğini savunan Koç, Arınç'ın kendi partisiyle ilgili de bazı tespitlerde bulunduğunu savundu.
Bu tespitler üzerine Başbakanın danışmanı olarak bilinen Yalçın Akdoğan'ın bir gazetedeki köşesinden Arınç'a çok ağır bir cevap verdiğini ileri süren Koç, "Sayın Arınç'ın karizmasını yerle bir etti. Bu kaçıncı özgül ağırlığın sıfırlanması. Sayın Arınç, 'CHP'nin içini nasıl karıştırırım' diye hiç uğraşma. Sen dön kendi parti içinde yeni yetmelerle uğraş. Sana yapılan yaklaşımı yorumla. Sen CHP ile uğraşma yeni yetmelerin oyuncağı haline geliyorsun farkında ol bunun" görüşünü dile getirdi.
Irak'taki gelişmeler
Hükümetin izlediği yanlış dış politikalar olduğunu, bu nedenle önce Suriye'de şimdi ise Irak'ta terörist grupların çeşitli katliamlara girişmesinin önünü ve arkasını hazırladığını iddia eden Koç, bunların çok açık belgeli, sadece Türkiye'de değil, dünya kamuoyunda da bilindiğini ileri sürdü.
Koç, şunları söyledi:
"Musul'da konsolosluk basılıyor, konsoloslukta görevli olanlar, koruma, güvenlik birimleri dahil kaçırılıyor, diğer sivil Türk vatandaşları alıkonuluyor, kaçırılıyor. Türkmenlerin ağırlıklı yaşadığı Telafer, Tuzhurmatu bu sapkın grupların baskısı altında düşüyor. Biraz önce Irak Türkmen Cephesi Başkanı 'Ben Türkiye'ye seslenmiyorum, dünyaya sesleniyorum artık' dedi. Yani şimdi, Kerkük, IŞİD terörünün tehdidi altında. 'Olası bir katliam için dünyayı uyarıyorum' diye bağırıyor, bizimkiler olayı büyük bir aymazlıkla seyrediyorlar. Kafalar kesiliyor, o bölgelerde 2. Dünya Savaşında Nazi katliamını aratmayacak toplu infaz görüntüleri yayınlanıyor... Korkunç bir tablo. Bu sapkın grup Türkiye'ye posta atıyor, ahkam kesiyor, eylem yapıyor, Hükümetin başındaki baş beceriksiz ve yanındaki derinlik dehası Dışişleri Bakanı olayı aymazca seyrediyor. Süngüleri düşmüş, çaresiz... Dün 15 Türk vatandaşının daha bu terör grupları tarafından kaçırıldığı haberleri düştü."
Almanya'nın kendi vatandaşlarını "tereyağından kıl çeker gibi" kurtardığını belirten Koç, "Baş beceriksiz olarak yorumladığım kişi, bu IŞİD terör örgütüne, 'terör grubu' dahi diyemiyor, kullandığı terim; 'IŞİD unsurları', 'mensupları' diyor, unsur ney kardeşim. Bunlar terörist mi değil mi? Kim bunlar, adları ne? Sen bunları eğitirsen, kucaklarsan, hatırlarını sorarsan, kebap yemeye Türkiye'ye çağırırsan farklı bir şey diyemezsin tabii" görüşünü savundu.
Türkmenlerin bir güvenlik gücünün olmadığını ve korumasız durumda olduklarını belirten Koç, örgütün katliamlarına ilişkin fotoğraflar gösterdi.
Koç, "Acımasız görüntüler. Altta, sıfırlama talimatı alan mahdum, bu kişilerle sarmaş dolaş, bu kişilerle kebap yiyorlar. Tedavi edilirken ziyaretler. Bunlar kabul edilecek uygulamalar değil, siz kimle halvet oluyorsunuz, kimi arka bahçeniz, şu katliam yapanlara 'terörist' diyemiyorsunuz, 'unsurmuş' ne unsuru bunlar terörist, katil" değerlendirmesini yaptı.
"Bataklıktan kastımız, kan bataklığı"
Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklediniz" dediğini ve bu konudaki Başbakanın sözlerini aktaran Koç, Ortadoğu'nun tarihi iyi bildiklerini ancak kendilerinin bölgedeki bugünkü tabloyu söylediklerini belirtti.
"Bataklıktan" kasıtlarının "kan bataklığı" olduğunu bildiren Koç, "Türkiye'nin başındaki kişi maalesef kendi cehaletini bilmeyecek kadar cahil bir konumdadır, senin ne haberin var Ortadoğu, yakın Türkiye, yakın dünya tarihinden" ifadesini kullandı.
Irak Türkmenleri'nin özellikle de Kerkük'ün ciddi tehdit altında olduğunu belirten Koç, "bir yeni katliamın adeta geliyorum" dediğini öne sürdü.
Irak'ta yaşananlarla ilgili Başbakanın sözlerini anımsatan ve getirilen yayın yasağına da değinen Koç, "Herkes görüyor, dünya tartışıyor. İlk üç haber içinde, herkes yazıyor, görüyor. 'Türkiye tartışmayacak, Türkiye bu işi konuşmayacak.' Talimat bu. Diktatör değilde nesin sen? Niye kızıyorsun. Mahkeme kararında 'devletin zafiyetini ortaya koyacak şekilde yayınlar yapılması nedeniyle...' ifadesi yer alıyor. Görülüyor ki asıl rahatsızlık devletin zafiyetinin sergilenmesinde, ortaya çıkarılmasında" açıklamasını yaptı.
Koç, şunları kaydetti:
"Bir başka rezalet, 16 Haziran'da karar alıyorlar, Resmi Gazete'de yayımlanıyor, El Nusra ve ona bağlı yan örgütler, terör örgütü listesinden çıkartılıyor. Bir pazarlık mı yapıyorsunuz? Dünya bunları terör örgütü olarak yaftalamış. Türkiye bu kadar ateşin ortasında El Nusra ve bağlı örgütleri terör örgütü listesinden çıkarıyor ve bunu Bakanlar Kurulu kararıyla alıyor ve Resmi Gazete'de yayımlatıyor, listeden çıkarıyor. Bu ne perhiz ne lahana turşusu. Tüm dünyanın gözü önünde terör örgütleriyle sarmaş dolaş bir Türkiye manzarası. Bu fotoğraf iyice yerleşiyor dünyaya, bu da işin başka acı tarafı."
Cumhurbaşkanı seçimleri
Koç, Kılıçdaroğlu'nun MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye önerdiği cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun CHP'nin adayı olmadığını vurgulayarak, "Sayın İhsanoğlu, halkın bu milletin, belirttiğimiz kriterler ölçüsünde ortak adayıdır" dedi.
CHP'ye bir yönetici, bir milletvekili, bir belediye başkanı bir genel başkan seçmediklerini hatırlatan Koç, cumhurbaşkanının ilk kez halk tarafından seçileceğini anımsattı.
CHP'nin kendi içinden, kendi ilkeleriyle, dört dörtlük onlarca aday çıkarabilecek güçte olduğunu ifade eden Koç, şunları söyledi:
"Ama karşımızda Türkiye'yi kamplara bölmüş ve bir başkanlık sistemi etrafında Türkiye'yi otoriter bir rejime sürükleyecek, kuvvetler ayrılığı ilkesini tanımayacak, kendi başına buyruk politikalarla Türkiye'yi bugünkü dış politikada olduğu gibi değişik alanlarda başını belaya sokabilecek bir kişiye karşı, tüm toplumunun ortak değerleriyle temsil yeteneği yüksek, daha önce bir siyasi kimlikle temaruz etmemiş saygın bir kişiyi, geniş bir mutabakat adayı olarak ifade ettik."
"Tartışmalar doğal"
Koç, bu çerçevede parti içinde değişik tartışmaların olmasının da doğal olduğunu söyledi.
CHP'nin açık tartışan, hızlı konuşan, alışkanlıkları olan, demokrasi kültürünü özümsemiş bir parti olduğunu vurgulayan Koç, "Kendi belirlediğimiz kriterlerle, kendi ölçütlerimize göre bir adayla yola çıktığımızda, her partinin kendi adayıyla da yola çıktığını hesap edersek, alınabilecek oranlar aşağı yukarı belli. Ondan sonrasında, tarif ettiğim kişiye, tüm ihtiraslarıyla Türkiye'yi yukarıda teslim etme gibi bir sorumluluğun içine düşüyoruz. Onun için, bu tartışmaların makul seviyelerde sürmesi normaldir. Eleştiriye hepimizin saygısı var ama partinin disiplin kurallarının olduğu da bilinmelidir" diye konuştu.
"Hepimize çok büyük sorumluluklar düşüyor"
İhsanoğlu'nun Türkiye'yi bilhassa Ortadoğu'da içine düştüğü açmazdan bir denge unsuru olarak çekip çıkartabilecek, hem Doğu'da hem Batı'da saygınlığı olan, sözü dinlenen, güvenilir ve itibarlı bir Türkiye fotoğrafını tekrar ortaya koyabilecek güçte bir aday olduğunu da savunan Koç, "Bu çerçevede hepimize çok büyük sorumluluklar düşüyor" dedi.
Herkesi aynı anda, aynı derecede mutlu edecek bir aday tespitinin de siyasette mümkün olmadığını belirten Koç, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Bütün renkleriyle, bütün ağırlıklarıyla bir Türkiye'den bahsediyoruz. Kendi özel siyasi programımızın kalıpları içerisinde bir aday profilinden ziyade, çok daha geniş kesimleri kucaklayabilecek, herkese bir çekim alanı yaratabilecek, başka muhterislerin Türkiye'yi götürmek istediği yeri engelleyecek, gerçekten demokrasiyi kurumsallaştıracak, parlamenter sistem içinde uygulayabilecek, saygın, güvenilir bir isim üzerinde ortaya çıkan aday etrafında hep beraber çalışmak, birleşmek zorundayız."
Eleştirilerin değişik açıdan dile getirebileceğini ancak bu eleştirilerin "büyük fotoğraftan" olayın değerlendirilmesinin engellememesi gerektiğini vurgulayan Koç, "Duygusal olmadan olaya yaklaşmak, makulü aramak daha sağlıklı olacaktır" dedi.
"CHP bu kültürü yaşayan bir partidir"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Koç, İhsanoğlu'nun adaylığına karşı çıkan bazı milletvekillerinin yaptığı toplantılar anımsatılarak, "Parti üçe mi bölünüyor?" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:
"Hayır. CHP bu kültürü yaşayan bir partidir. Arkadaşlarımızın değerlendirmeler yapması, görüşlerini kendi aralarında paylaşması gayet doğaldır. Ama sonuçta CHP'nin kurumsal ilkeleri vardır, yetkilendirilmiş kurulları vardır. Bunların başında da Sayın Genel Başkanımız gelir ve bu alınan karar üzerinde tabi ki görüşlerini açıklarlar ama partinin kararı, bir süre geçtikten sonra makulde buluşulacağını zaten belirttim, bu çerçevede yaşama geçecektir. Bundan hiç kuşkum yok. Herkes çok daha sağduyulu düşünecektir."
Koç, "İsim açıklanmadan önce parti kurullarında konuşulmadığı ve bu adayın CHP'nin değil, genel başkanın adayı yönünde muhalif milletvekillerinin görüşler var. Size göre süreçte bir hukuksuzluk var mı?" şeklindeki soruya da, "CHP'nin tüzüğü çok açık, kurultaydan sonra Parti Meclisi ve Genel Başkan yetkilidir, Genel Başkan bu yetkiyi parti adına kullanır" yanıtını verdi. İstişare toplantılarında hiçbir zaman isim boyutunda bir tartışmanın açılamadığını söyleyen Koç, ilkeler boyutunda konunun ele alındığını belirtti.
"Aday net ve kesin"
Koç, bundan sonraki süreçte İhsanoğlu'nun nasıl bir kampanya yürüteceğinin sorulması üzerine de, "Sayın İhsanoğlu herhalde bir ekip kuracaktır. Tabi ki siyasi partiler olarak, yasada öngörülen sorumluluk çerçevesinde, CHP de MHP ile beraber bir organizasyon şeması oluşturacaktır. Bunlar birkaç gün içinde şekillenecektir" dedi.
Koç, İhsanoğlu ismi üzerinde CHP içerisindeki tartışmaların sürmesi halinde yeni bir aday çıkarma ihtimalinin olup olmadığı konusunda ise, "Başka bir aday arayışı olmaz. Aday net ve kesindir. Bu çerçevede 'Tayyiban' mantığına karşı Türkiye'yi kamplaştırmaktan kurtaracak, saygın, itibarlı bir ülke haline getirecek, hukukun üstünlüğünü savunacak, şaibesiz bir kimlikle cumhurbaşkanlığını yakalamak için elimizden geleni yapacağız" ifadesini kullandı.
Muhabir: Barış Gündoğan