AK Parti Bitlis İl Başkanlığı binasında düzenlenen danışma meclisi toplantısına katılan Genel Başkan Yardımcısı Soylu, burada partililere hitaben bir konuşma yaptı. Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Zamanı gelecek Cumhuriyet Halk Partililer Kılıçdaroğlu’nun peşine teneke takacaklar” dedi.
Soylu, konuşmasında Gezi Olayları ile 6-7 Ekim olaylarının aynı olduğunu iddia ederek, “Gezi Olayları niçin bu ülkede bu insanın ve bu ülkenin geleceğinin başına çıkarılmışsa 6-7 Ekim olayları da aynısıdır. Burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Cesede işkence olur mu? Dinimizde var mı bu? 6-7 Ekim’de arabayla insanın üstünden geçmek, ölen insanın, ölen çocuğun kafasının üzerine taşla vurmak ve sanki bir hıncı, bir kini ve öfkeyi yansıtarak bu ülkedeki insanların bugüne kadar geliştirdiği bir medeniyeti ortadan kaldırabilmek, bu insanların kardeşliğini düğününde, cenazesinde, taziyesinde ve işinde sabahleyin ’Bismillahirrahmanirrahim’ diyen esnafı bir şekilde birbirine düşürebilmek için ortaya konulan tezgahlar hep gözümüzün önünde cereyan ediyor. Alevinin, dindarın, başörtülüsünün, gencinin, Kürt’ün ve Türk’ün kendisini ifade ettiği söylenmeyen hiçbir şey kalmayan 12 yıldır bu ülkede demokrasiyi, insan haklarını, insan onurunu Türkiye’nin her yerine getirmek isten AK Parti’den ne istiyorsunuz? Bir taraftan Gezi olaylarından, bir taraftan 17 ile 25 Aralık darbeleri ile birlikte bir taraftan 6-7 Ekim olayları ile birlikte bu ülkeden ve milletten ne istiyorsunuz. Bu ülkede vesayet, bu ülkede oligarşi ve biz bu ülkede bu devleti idare ettirmeyeceğiz diye bir sürü entrika ve hile kuranlar sadede Kürtleri mi hedef aldı. Adnan Menderes, Fatih Rüştü Zorlu Kürt müydü? İstiklal Mahkemelerinde adice haksızca ve insafsızca yargılanıp hükümet konakları önünde idam edilen hoca efendiler Kürt müydü? Mimar Sinan’dan İbni Sinasına kadar. Bediüzzamandan Süleyman İbni Tunah’ına kadar. Bu coğrafyanın bütün zenginliklerine kadar bu topraklarda hangi zenginlikler varsa bütün dünyayla bir araya getirmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı 1,5 milyon insanın Türkiye getirilmesi ihanettir diyor. Biz bunlara sırtımızı mı dönmeliydik. Komşularımız geliyor, ’Hayır biz size yardım etmeyiz’ mi demeliydik? Saddam’ın zulmünden kaçan tecavüz edilmek üzere olan kadınlar sınırımıza gelmişler, o tel örgüleri açmamalı mıydık? Bugün Kobani’den gelenlere de aynısını yaptık. Din, mezhep, etnik köken demedik, demeyiz de. Ekmeğimizi paylaştık. Atalarımız da paylaştılar. Bugün de biz paylaşıyoruz. 1,5 milyon insan geldi. Keyiflerinden mi geldiler? Turistik seyahate mi geldiler ki Kılıçdaroğlu, ’Türkiye onları alıyor, ihanet ediyor’ diye bir anlayışı ortaya koyuyor. Kobani’den gelenlere de bu ülke bir günde 130 bin kişiye kucağını açtı. Hiç tereddüt edip hiçbir hesap içinde olmadık. Hadi bakalım dünya, hadi bakalım Avrupa, hadi bakalım o gelişmiş ülkeler yazdıkları güzel edebiyatlar gibi yaptıkları güzel sanatlar gibi insanlığa da bu katkıyı ortaya koyabilecek bir erdemi göstersinler” diye konuştu.
6-7 Ekim olaylarının sorumlusunun Selahattin Demirtaş’ın attığı tweetler ve yaptığı çağrılar olduğunu ifade eden Soylu, “Bir taraftan dükkanları ateşe vereceksiniz, bir taraftan okulları kütüphaneleri tarumar edeceksiniz. Bir taraftan insanları ürküterek korkutacaksınız. Bunu çözüm sürecini istismar ederek yapacaksınız. Neymiş benim üzerime çok geliyor diyor. Kim diyor, Selahattin Demirtaş diyor. Peki sen tweetleri atarken, o çağrıları yaparken, sokakları yangın yerine sokmaya çalışırken, hiçbir siyasi yetkilinin olmayacağı kadar bir sorumsuzluk ortaya koyarken bugünkü laflarını ve bugünkü düşüncelerini o gün hiç aklına getirmedin mi? İnsanları etnik kökenleri üzerinden, inançları üzerinden ve değerleri üzerinden tahrik edip sokağa dökmeye çalışırsanız bu topraklar bunu acısını yaşar ve daha öncede çok yaşadı. Bilinmesini istiyorum; çözüm süreci sadece birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin adı değildir. Çözüm süreci istihdamın, işin, insanoğlunun, kalkınmanın, hastanelerin ve havaalanlarının adıdır. Çözüm süreci bu ülkedeki insanların yarınlarına umutla yürüyüşlerinin adıdır. Buradan çözüm sürecini baltalamak isteyen herkese sesleniyorum. Biz bu çözüm sürecinden vazgeçmeyeceğiz. İnsanları sakallı diye öldürdüler. Çıkan son olaylarda sakal bırakmışlar diye sakalının şekline göre öldürdüler. Sonrada hürriyetten bahsediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar. Hangi baskıyı ortaya koyarlarsa koysunlar. Biz bunu silahla yapılması konusunda elimizin tersiyle iten bir siyasi anlayışa sahibiz. Biz sevgiyle, siyasetle ve demokrasiyle beraber 2015 seçimlerinde ey HDP’liler size sesleniyorum: Yine AK Parti Doğu ve Güneydoğu’da birinci parti olacaktır” şeklinde konuştu.
Türkiye’de 2015 seçimleri öncesinde bin 51 yerde kongre yapacaklarını sözlerine ekleyen Genel Başkan Yardımcısı Soylu, “Bu demokrasinin bir üstünlüğüdür. Bu millete olan sadakatin, millete olan bağlılığın ve siyasetin meşrutiyetin en temel anlayışlarından bir tanesidir. Önümüzdeki süreçte yeni Türkiye’yi ihya ve inşa edeceğiz ki Kılıçdaroğlu’nu da değiştirmek zorunda kalacaklar. Ama bilmesini isterim ki zaman çabuk geçer. 2015’in 29 Ekim’inde nasıl olsa Cumhuriyet Halk Partisi’nin başında Kılıçdaroğlu olmayacağı için evinden kanepesinden uzanıp, bir şekilde televizyonundan Cumhuriyet resepsiyonunun nasıl olduğunu yeni genel başkanın da nasıl o resepsiyona bir şekilde gittiğini, nasıl siyaset ve devlet geleneklerine uyduğunu görecek ve kendisinin nasıl bir yanlış içinde olduğunu bir şekilde anlayacak. Çok az bir zaman dilimi kaldı. Tenekeyle kovalayacaklar tenekeyle. Peşine teneke takacaklar. Hem de Cumhuriyet Halk Partililer takacak” dedi.
Danışma meclisi toplantısı daha sonra basına kapalı devam ederken, toplantıya Soylu’nun yanı sıra Ak Parti Milletvekili Mustafa Bilici, Ak Parti Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz, Ak Parti İl Başkanı Fatih Kadirioğlu, Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz Belediye Başkanları ve çok sayıda partili katıldı.
Kaynak: www.ihlassondakika.com